Ana Sayfa Gündem 23 Ocak 2018 1607 Görüntüleme

“Ulusal Süt Konseyi’nin ve süt sanayicimizin üreticimizi kollaması koruması lazımdır”

Babaeski Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şahin Arslan, Ulusal Süt Konseyi tarafından açıklanan çiğ süt referans fiyatı ile ilgili gazetemize açıklamada bulundu.

Haber: Hicran SÜNGÜ

2014 Temmuz ayında çiğ sütten üreticinin eline 1,15 TL geçerken fiyat kimi aylarda bazı yerler de 1,06 TL seviyelerinde olmuş Eylül 2017`de 1,210 TL kadar deseler de hiçbir zaman bu seviyelere ulaşmamıştır diyen Başkan Arslan açıklamasında şu ifadelere yer verdi; “Çiğ süt fiyatları en son hizmet bedeli dahil 1,40 TL iken, bugünlerde Ulusal Süt Konseyi tarafından açıklanan Çiğ süt referans fiyatının her ne kadar 1,53 TL olarak açıklanmış olsa da hizmet bedeli olarak belirlenen 9 kuruş ve stopaj vs. kesintilerden sonra üreticimizin eline geçecek temiz rakam 1,425 TL belirlenmiş olup açıklanan bu fiyat 1 Şubat 2018 tarihinden itibaren 30 Haziran 2018 tarihine kadar geçerli olacağı, Haziran 2018 tarihinde taraflar Çiğ süt fiyatlarının tekrar değerlendirileceğini belirtmişlerdir.

Burada bizimde Ziraat odaları olarak hassasiyet gösterdiğimiz Süt- Yem paritesinin 1’e 1,5 olması gerektiğini bizler yıllardır belirtiyoruz, belirtmeye de devam edeceğiz, zaman zamanda bu konuyu uzmanlarda dile getirmektedir.

Güncel yem fiyatları ortalama 1 TL-1,2 TL/kg  civarların da  olduğuna göre, Bu durumda süt yem paritesine göre üreticinin eline geçmesi gereken Net Çiğ Süt Fiyatı 1,6 TL olmalıdır. Süt hayvancılığında fiyat istikrarı son derece önemli olduğundan o zaman süt hayvancılığını muhakkak surette ayakta tutmamız gerekir.

Ulusal süt konseyinin ve süt sanayicimizin de bu noktada daha dikkatli olması, üreticimizi kollaması koruması lazımdır.

Ülkemiz genelinde süt üretimine baktığımızda 2017 Ocak – Ağustos dönemleri itibariyle sanayiye aktarılan süt miktarının, 2016 yılına göre % 4,1 azalarak 6 milyon 320 bin tondan 6 milyon 63 bin tona gerilediğini bu 8 aylık dönem de, sanayi ye 257 bin ton daha az süt verilmiştir. Sanayiye aktarılan inek sütü miktarında üst üste 8 ay boyunca azalma, son yıllar da,  hiç görülmemiştir. Süt üretimi ve fiyatları istikrarlı bir şekilde yürümesi için acil çözülmesi gereken bir sorun haline gelmiştir. Bu sorun çözülmezse önümüzdeki günlerde yeterli süt bulamadığını gerekçe gösterecek sanayici,  uzak olmayan bir gelecekte süt tozu ithalatını dillendirmeye başlayacaktır. Bu üreticilerimiz için bir risktir, üreticilerimizi üretimden soğutacağı gibi süttozu ithalatı hayvancılığımıza büyük darbe vurur. Kesinlikle süt tozu ithalatına izin verilmemelidir.

Süt hayvancılığımız gelişmemişse veya hayvancılığımızda gelişme çeşitli sebeplerden dolayı durmuşsa bizim ette de ithalatçı olmamız kaçınılmazdır. Çünkü inek olmazsa buzağı, dana olmaz.

Son 3 yılda üreticilerimizin eline geçen Çiğ süt fiyatında yaklaşık ortalama 275 kuruş artış olmasına karşılık Marketlerde satılan süt ve süt ürünlerine, tüketicinin ödediği; çiğ süt fiyatı artışına oranla 2 kat arttığını görüyoruz. Artık bu gidişata birilerinin dur demesi lazımdır. Nasıl ki üreticinin ürettiği karkas et ve çiğ süt fiyatları regüle ediliyorsa, etten, sütten olan market ürünleri, mamulleri, aynı zamanda süt-yem paritesi göz önünde bulundurularak üreticinin girdi maliyetleri de regüle edilmelidir

Eğer bir binanın temelinde sorun varsa binanın ayakta kalmasını nasıl bekleyebiliriz. Esas olan üretimi arttırmaktır; üretici maliyetlerimiz yüksek, özellikle yem başta olmak üzere girdilerimiz yüksektir. Hayvancılıkta kullanılan ancak Yurtdışından ithal etmek zorunda kaldığımız hammaddelerde girdilerde Gümrük vergilerinin, KDV’lerin ilk etapta sıfırlanması, daha sonra kendi ülkemizden temin etmenin yollarını bulmalıyız.

Bu olumsuzlukları acilen iyileştirmemiz, hastalıklarla mücadelede mesafe almamız, hayvancılığımızın gelişmesine katkı sağlayacağı gibi tesislerimizin şartlarını da düzelterek verimlilik rakamlarını yukarıya çekecektir. Bütün bunları yapabilirsek o zaman et ve süt açığı kapanır, ithalatçı konumdan çıkıp ihracat yapabiliriz. Ancak bütün bunları başarabilmemiz için her şeye rağmen zor şartlar da üretim yapan üreticilerimize özellikle geçmişten günümüze, bu işi yapan ve bundan sonrada yapacak olan Aile işletmelerine her türlü gerekli destek verilerek süt üreticisinin kar marjı yükseltilerek, Hayvansal üretimin sürdürülebilir olabilmesi için mutlaka desteklenmelidir.”

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Tema Tasarım | Osgaka.com