Haber: Hicran SÜNGÜ
Babaeski Merkez Mahalle Muhtarları İlçeye yeni atanan İlçe Müftüsü Mehmet Şimşekoğlu’nu makamında ziyaret ederek hoş geldiniz dediler.
İlçe Müftüsü Mehmet Şimşekoğlu’na yapılan ziyarete Atatürk Mahalle Muhtarı Rıdvan Seçkin, Cumhuriyet Mahallesi Muhtarı Kadir Üstünel, Dindoğru Mahallesi Muhtarı Hüseyin Kahraman, Fevzi Çakmak Mahallesi Muhtarı Muzaffer Tabak, Gazi Osman Paşa Mahallesi Muhtarı Cemal Dinçkol, Hamidiye Mahallesi Muhtarı İbrahim Demir ve Kurtuluş Mahallesi Muhtarı Nesibe Çekinmez katıldı.
Yapılan ziyarette muhtarlar adına kısa bir açıklama yapan Hamidiye Mahallesi Muhtarı İbrahim Demir şunlara yer verdi;
Öncelikle ilçemize hoş geldiniz diyoruz. Uzun zamandan beri yani bir yılı aşkın bir süreden beri ilçemiz müftülük makamı vekaleten yürütülmekte idi ve bu da bizleri huzursuz ediyordu. Son yapılan atamalarda sizin ilçemize atanmış olmanız bizleri gerçekten çok mutlu etti. Umuyorum bizler mahalle muhtarları ile sizler sık sık bir araya gelerek ilçemizin eksikleri ve bizim üzerimize düşen sorumluluklar ne ise hep birlikte yapmaya hazırız. Tekrar hoş geldiniz diyor ve yeni görev yerinizde ki çalışmalarınızda başarılar diliyoruz.
Muhtar İbrahim Demir’in açıklamalarından sonra yapılan ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren Müftü Mehmet Şimşekoğlu ise şöyle konuştu;
Öncelikle merkez mahalle muhtarları olarak yapmış olduğunuz bu nazik ziyaretiniz için sizlere şahsım ve çalışanlarım adına çok teşekkür ediyorum. Sizleri çok daha uygun ve güzel, geniş bir mekanda ağırlamak isterdim ancak şuan imkanlarımız buna müsait değil. Onun içinde diyorum ki konuklarımızı daha rahat karşılayabileceğimiz, cadde üzerinde daha geniş, daha ferah bir ortamda ve yeni bir binada konuklarımızı karşılamayı Allah bizlere hep beraber nasip etsin.
Burası 1978-79 yıllarında bir dernek tarafından yapılmış ve müftülük derneğine bağışlanmış bir bina. Alt katımız ise kütüphane olarak yapılmış onlara da 49 yıllığına verilmiş bir binadayız. O günden bu güne kadar hiçbir değişiklik yapılmadan aynı tarzda kullanılmaya devam etmiş. Bina merkezi yerde olmasına karşın birazda içeride kalıyor. Benim ilk edindiğim intibaya göre ihtiyaca cevap vermiyor.
Müftülük personel açısından olsun, icra ettiği hizmet açısından olsun daha büyük alanlara, daha büyük mekânlara ihtiyaç duyan bir kuruluş. Bir de ister araçla gelin isterseniz yaya olarak gelin müftülüğü anımsatacak hiçbir emareye rastlamadım. Yani dışarıdan gelen bir yabancı bile bu ilçede müftülük var mı yok mu diye anlayamaz gibi geldi bana. İlçemizde çok güzel camilerimiz var ama bunlar tamamen mahalle içlerinde kalmış. Onlarda ezan sesi duyulmasa varlığı belli olmayacak. Bunları bir eleştiri olarak söylemiyorum. Ancak temennimiz ana cadde üzerinde güzel bir müftülük binasına kavuşmak.
Bakın aslında ben Trakya kültürünü gerçekten çok merak ediyordum ve bir Trakya ilçesine atanmaktan da mutluyum. Aslında ben görev yaptığım yerlerde Trakya asıllı vatandaşlarımız ve dostlarımız, komşularımız da vardı. Bunlara Yurtdışında görev yaptığım yerdeki Trakyalı vatandaşlarımız da dahiller. Aslında bu bakımdan çok da yabancısı olduğum bir kültür değil ama görev olarak ilk defa Trakya’da bulunuyorum.
Söylediği gibi ben aslen Artvinliyim ama tam 12 yaşından beri memleketimin dışındayım. Buna öğrencilik ve yıllarım ve çalışma hayatım da dahil. Yani bizler için memleket artık doğduğumuz yer değil doyduğumuz yerdir. Fakat şunu da asla unutmamak gerekir ki bu güzel yurdumuzun her bir bucağı memleketimiz bizim.
Atatürk Mahallesinde neden camii yok?
Ziyaret sırasında Atatürk Mahallesi Muhtarı Rıdvan Seçkin “her mahallede bir cami var ama benim mahallemde yok” diyerek isteğini dile getirince de İlçe Müftüsü Mehmet Şimşekoğlu bunun neden olabilir ki diyerek; “bakın ideal bir cami arazisi 4000m² kadar olması isteniyor. Ama bu ideal olanı. Bunun haricinde bulabildiğimiz alanlarda da yapılabilir. Ancak Belediyeler Mahalleler oluşurken dini tesis alanlarını imar planlarına koyma yükümlülükleri vardır. İşte sizin mahalle oluşturulurken Belediye o bölgede bir yere dini tesis alanı diye bir yer koysaydı yani nasıl ki yeşil alan, okul alanı ve yol olarak imar planına alıyorsa dini tesisleri de almak durumunda ve bu bir yasal zorunluluk. Bu duruma çare olacak başkanımızdır. ve sizler, bizler ve başkanımız bir araya gelerek bu soruna bir çare bulunabilir. Şayet başkanımız bir arsa temin edebilirse ondan sonra gerisi gelebilir. Aslında çok önemli bir konu. Mahallerde ibadet yerlerinin olması gerecekten çok önemli.” Diye yanıt verdi.
“Pay ödemeyenlere kiliseler hizmet vermiyor”
Bakın ben yurtdışında görev yaptığım süre içerisinde yaptığım ziyaretlerde de kiliselere de bakıyordum ama hafta içinde kiliseler bom boş ve kimseler yok. Sadece hafta sonu geliyorlar ve bir de cenazelerde. Cenazelerde de kilise payı ödeyenlerin cenazeleri oradan kaldırılıyor. Cenaze payı ödemeyenlere kilise hiçbir hizmet sunmuyor. Bu oranda neredeyse %50’ye varıyor.
Ancak orada dikkatimi çeken bir durum vardı ve Kiliselerin etrafına çocuklarının o çan sesinden uzak kalmamalarını sağlamak adına ana sınıfından liseye kadar bir okul mutlaka yapıyorlar.. İşte yeni yetişen çocukların Kiliseden ve o çan sesinden ayrı kalmamaları adına Kreşler dahil okullar kiliselerin çevresine yapılıyor.
Şimdi düşünün ki bir mahallede cami yoksa, ezan sesi yoksa, orada dini çağrıştıracak hiçbir şey yoksa biz bu çocuklarımıza bu inançlarımızı, değerlerimizi, kültürümüzü nasıl yansıtacağız. Değerlerimizi, kültürümüzü gelecek nesillere aktarma problemi yaşıyoruz. Bunu hep beraber yaşıyoruz.
“Ezanı Cami cemaatinden birinin okumasının izahı yok”
Bakın ezan okuması gereken kişi bellidir. Cami cemaatinden birinin ezan okumasının izahı mümkün değil. Bu olmaz ve de olmamalı. Camiler arasında ki ezan okuma farklılarında 15-20 saniyelik bir fark kabul edilebilir ama 1 dakika sonra okunması kabul edilemez. Ancak aynı anda ayni saniye içinde okunması da gerçekten zor.
1997 ‘den sonra merkezi sistemle ezan ve vaaz da okunmasına geçildi. Ancak yaklaşık olarak iki yıl önce kaldırıldı. Bu merkezi ezan ve vaaz sistemi görevlilerimizde de konsantrasyon kaybına yol açtı. Yani görevli nasıl olsa ezan merkezden okunuyor , vaaz merkezden yapılıyor o zaman ben gider namazımı kıldırır hutbemi okur çeker giderim tarzına büründü.
Şimdi ezan okumak için görevli kendini hazır, zinde, dinç ve manevi olarak da kendini o göreve hazır ve tutmalı. Ayni şey vaaz içinde geçerli. Kitap okumalı ve araştırma yapmalı, Merkezi sistemden ezan okunduğu zaman gerek müftülük olarak, gerek ise mahalle sakini olarak imim ve müezzinin görevde olup olmadığını tespit edemiyorsun. Denetim de her zaman mümkün olamıyor.
Yapılan konuşmaların ardından İlçe müftüsü Mehmet Şimşekoğlu konuklarına çeşitli ikramlarda bulunarak teşekkür etti.