Ana Sayfa Gündem 30 Kasım 2024 767 Görüntüleme

Teğmenlerimiz yalnız değildir

Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Babaeski Şube Başkanı Binnur Güdücüler, dernek binasında yaptığı basın açıklamasında Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde yaşanan olaylara ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.

Başkan Güdücüler yaptığı basın açıklamasında;” 30 Ağustos 2024 tarihinde yapılan Kara Harp Okulu mezuniyet töreni sonrası diplomalarını alan teğmenlerin tören alanı dışında toplanıp yılların Harbiye geleneği uyarınca kılıçlarını çekerek “Askerlik Yemini” etmeleri,  Laik Cumhuriyete, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğüne, Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesine, Türk Milletinin kayıtsız koşulsuz egemenliğine, Kurtuluş Savaşımızın Başkomutanı ve Cumhuriyetimizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e bağlılıklarını belirtmeleri ve “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” seslenişini dillendirmeleri önce Cumhurbaşkanı, ardından da Milli Savunma Bakanlığı tarafından disiplin suçu olarak değerlendirilmiş, dönem birincisi Teğmen Ebru Eroğlu, Alay Kıdemlisi Teğmen İzzet Talip Akarsu ile 3 teğmenin daha “TSK’dan ayırma Cezası” talebi ile Yüksek Disiplin Kurulu’na sevk edildikleri kendilerine tebliğ edilmiştir

Türk Ordusu; Osmanlı Devleti’nin 30 Ekim 1918 tarihinde imzalanan Mondros Mütarekesi ile doğal ömrünü tamamlayıp tarihe karıştığı, Türk Ulusu’nun  Asya steplerine sürülüp yok edilmek istendiği, cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kalelerinin zaptedildiği, bütün tersanelerine girildiği, bütün ordularının dağıtıldığı ve memleketin her köşesinin bilfiil işgal edildiği, memleketin dahilinde iktidara sahip olanların gaflet ve dalâlet ve hatta hıyanet içinde olduğu, milletin fakrü zaruret içinde harap ve bitap düştüğü o karanlık günlerde, bir avuç kahramanla Samsun’dan yola çıkan Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulmuş, adeta yoktan var edilmiştir. Milletimizin azim ve kararlılıkla topyekûn omuz verdiği Şanlı Ordumuz Büyük Atatürk’ün Başkomutanlığında zafere ulaşmış, vatanı işgalden, ulusu esaret ve zilletten kurtarmıştır.

Bu nedenle Türk Ordusu Mustafa Kemal’in Ordusu, her Türk Askeri Mustafa Kemal’in Askeri, Gazi Mustafa Kemal Atatürk de Türk Ordusu’nun ebedi Başkomutanı, bu topraklara “Vatanım” diyen her Türk’ün de değişmez önderidir. Tarih biliminin gerçeği budur. Bu gerçeği kuşkusuz ülkemizi yönetenler de, yönetmeye talip olanlar da bilir, bilmelidir. Hâlâ bilmeyenler varsa, Onlar da öğrenmelidir.

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in de mezunu olduğu Harbiye’de her yıl Atatürk’ün giriş tarihi olan 13 Mart 1899’un yıl dönümünde tören düzenlenir. Bu törende yoklama yapılır. Hiçbir öğrenciye verilmeyen Atatürk’ün apolet numarası 1283 okunduğunda bütün öğrenciler ayağa kalkar ve hepsi “İçimizde” diye haykırır. Bu yıllardır süren bir Harbiye geleneğidir.

Bu gelenekle yetişen yeni mezun teğmenlerin vatan savunmasına katıldıkları gün ebedi Başkomutanlarını anmaları, Laik Cumhuriyete, yasalara, vatana ve millete bağlılıklarını dile getirmeleri ve hep birlikte “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” diye haykırmalar soruşturulacak değil, alkışlanacak bir davranıştır.

Türk Silahlı Kuvvetleri Türk Milletinin bağrından kopmuştur ve kuruluşundan itibaren daima Atatürk’e, O’nun İlke ve Devrimlerine ve Cumhuriyet değerlerine bağlı kalmıştır.

Bu bilinç ve sorumlulukla hareket eden Türk Silahlı Kuvvetleri’nin genç subaylarının mezuniyet coşkusuyla Başkomutanları Büyük Atatürk’e minnet ve şükranları ile vatana, millete ve Cumhuriyet değerlerine bağlılıklarını haykırmalarının disiplin suçu sayılması asla kabul edilemez.

Anayasanın 2. Maddesinde “Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.” denilerek Cumhuriyetin nitelikleri sayılmıştır. İfade özgürlüğü de anayasal güvence altındadır. Teğmen evlatlarımızın Atatürk’e ve kurucu değerlere bağlılık ifadeleri de bu bağlamda anayasal güvence altında olması gerekir.

6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu’nun 20. maddesinde düzenlenen TSK’dan ayırma cezası gerektiren haller sınırlı sayıda belirtilmiş olup Teğmenlerimizin söz konusu davranışlarının sayılan bu haller kapsamında değerlendirilemeyeceği kanunda açıkça anlaşılmaktadır.

Teğmenlerimiz disiplinsizlik yapmadı!

Yılların Harbiye geleneği uyarınca kılıç çekip Askerlik Yemini etmek disiplinsizlik sayılamaz.

Ortada disiplinsizlik yok, en hafif tabiriyle son derecede vahim bir hadsizlik var.

Türk Subayının; Laik Cumhuriyete, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğüne, anayasal düzene, Atatürk ilke ve devrimlerine bağlılık yemini etmesi hiçbir kişi, makam ya da kurumun iznine tabi olamaz, o yemini yasaklamak da, kimsenin ne haddidir, ne de hakkıdır!

Hele “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” seslenişinden rahatsız olmak, akıl alacak, kabul edilecek bir şey hiç değildir!

Milli Savunma Üniversitesi Rektörü derhal yaptığı yanlıştan dönüp Türk Milletinden özür dilemeli, Milli Savunma Bakanı da bu haksız soruşturmayı hemen bugün sonlandırmalıdır.

Mustafa Kemal’in Askerleri teğmen evlatlarımızı rahat bırakın!

Atatürkçü Düşünce Derneği olarak 354 Şubemiz, 57 Temsilciğimiz 70 bini aşkın üyemizle ve her biri “Mustafa Kemal’in Askeri” olmakla gurur duyan ve teğmen evlatlarını yürekten alkışlamakta, yanlarında olduğunu belirtmekte ve en gür sesiyle haykırmaktadır; MUSTAFA KEMAL’İN ASKERLERİYİZ!

Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Yönetim Kurulu Üyesi yol arkadaşımız Nasuh

Mahruki’nin, sadece ülkemiz, demokrasimiz ve seçimlerle ilgili düşünce ve endişelerini dile

getirdiği bir sosyal medya paylaşımında “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma ve kamu

barışını bozma” suçu işlediği iddiasıyla tutuklanmasından büyük üzüntü duyduk.

Nasuh Mahruki; kurucusu olduğu AKUT ile milletimizi “Arama-Kurtarma”

çalışmalarının yaşamsal anlam ve önemiyle tanıştırmış, özellikle 1999 Büyük Marmara

depremindeki gayretleriyle topluma mal olmuş, sayısız afetzede yurttaşımızın hayatını

kurtarmış, Everest’e tırmanan ilk Türk ünvanı almış, yaşamı boyunca ülkesine ve ulusuna

yararlı olmaya çalışmış iyi bir insan ve bir vatanseverdir.

“Kamu barışını bozma” amacıyla hareket etmesini mümkün görmediğimiz değerli  yol arkadaşımız Nasuh Mahruki’nin iyi bir insan, iyi bir yurttaş, gerçek bir Atatürkçü ve gözü pek bir vatansever olduğunu da, “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak” gibi bir eylemi olmadığını da, dolayısıyla suç işlemediğini de biliyor, en kısa sürede aramıza döneceğine inanıyoruz.

Nasuh Mahruki yalnız değildir. Teğmenlerimiz yalnız değildir” ifadelerine yer verdi.

HABER : AYLİN AYAZ

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Tema Tasarım | Osgaka.com