DOLAR
Alış:
Satış:
EURO
Alış:
Satış:
GBP
Alış:
Satış:
Korona Günlerinde Eğitim
Koronavirüs salgını hayatımızın olağan akışını birçok alanda sekteye uğrattı. Bu salgının sebep olduğu yasaklar hayatımızın her alanında kendini göstermiş durumda. Önlemler sonucunda oluşan ve yaşamı durma noktasına getiren yasaklar ne kadar salgının büyümemesi için alınmış olsa da başta ekonomik koşullar olmak üzere işimizi birçok bir çok alanda zorlaştırdığı bir gerçek. Salgının gerek maddi gerek manevi etkilerinin ağırlığı vatandaş için zorlu bir mücadele oldu ve maalesef bu zorlu dönem hala ağır koşullarıyla devam etmekte.
Salgının sekteye uğrattığı alanlardan biri de eğitimdi. Okulların kapanmasıyla beraber eğitimin devamlılığını sağlamak amacıyla evde eğitime geçildi. İlk etapta çalışmaya devam eden ailelerin çocuklarının evde eğitime geçmesi, velileri hem çocuklarının eğitimi hem de okul süresi içinde bakımları konusunda ikileme düşürdü. Karantina günlerinde çocuklarla ilgilenmek kolaylaşsa da sonraki dönemlerde evde kalmaktan sıkılan miniklere yeni uğraşlar bulma çabaları başladı. Salgının büyümesini önlemek için alınan bu kararın haklılığı tabi ki de su götürmez. Fakat önlem sonrasında geçilen evde eğitimin “eğitimde fırsat ve olanak eşitliği” ilkesine ters düştüğü görüşündeyim. Teknolojik ve ekonomik imkanlarına bağlı olarak evde eğitimden yararlanabilen birçoklarının yanında maddi açıdan dezavantajlı olan öğrenciler bu eğitimden hiçbir fayda göremedi. Bu konu devlet tarafından öğrencilere internet paketi dağıtılarak ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın hızlı e-okul adaptasyonuyla çözülmeye çalışılsa da öngörülemeyen ve buna bağlı olarak hazırlıksız yapılan toplu eğitim birçok veli tarafından eleştirilere maruz kaldı.
Bugünlerde ise salgının yayılmasını engellemek için ara verilen okullar yeniden açılıyor ve çocuklar öğretmenlerine ve arkadaşlarına kavuşmak üzere. Dolayısıyla akıllara, maddi olarak bir dar boğazda bulunduğumuz bugünlerde özel okulların verdiği eğitim ne derece etki ediyor, sorusu düştü. Süreç boyunca devlet okulu ve özel okul öğrencileri aynı sistemden ders aldığı için hangi okula gittiklerinin bir önemi kalmamıştı. Buna rağmen birçok özel okul yeni dönemde eğitim-öğretimin başlangıç tarihi bilinmese de erken kayıtta indirim kampanyası reklamlarını yapmaktan vazgeçmedi. Haliyle özel okulların devlet okullarına göre daha kaliteli bir eğitim verdiğine inanan ve taksitle ödeme yapan veliler mevcut ekonomik atmosferde bütçelerini daha da zorlamaya başladı.
Böyle düşünen velilere özel okul ve devlet okulu kıyaslaması yerine iki seçeneğin de artıları ve eksileri konusunda daha net bir çerçeve çizmek istiyorum. Türkiye’de dört sene önceki özel okul sayısının neredeyse ikiye katlanmasının arkasında bu algı vardı ve buna bağlı olarak eğitimin değil de ticaretin ön planda tutulduğu özel okullar mantar gibi türemeye başladı. İşlerini ticarethane mantığında yürüten bu tür özel okullar devlet okullarından çok farklı bir eğitim vermedikleri halde, eğitimlerinde başarılı öğrencileri reklam yaparak ve derslerinde zorlanan öğrencilere ise ihtiyaç duydukları özeni göstermeden geçer notlarla mezun ederek istedikleri başarı oranlarını ve veli memnuniyetini sağladılar.
Amacım kesinlikle devlet okullarının özellere göre daha yetkin olduğunu ortaya koymak değil. Niyetim iki okulunda eksi ve artılarını kabul görmüş önyargılardan uzakta eğitim kalitesi, okul yönetimi, öğretmenler ve öğrenciler açısından değerlendirmek.
Ülkemizdeki köklü özel okulların verdiği eğitimin kalitesi son zamanlarda türeyen temelsiz özel okulların kalitesiyle eşit tutuluyor. Oysaki anasınıfından üniversiteye kadar öğrenciye uygun akademik desteği sağlayan bu tür sağlam temelli özel okulları yeni açılan ve çoğunluğu uygun personele bile sahip olmayan ve yine de bunun maliyetini müşteri olarak gördükleri velilerden talep eden özel okullarla karıştırmamak gerekiyor. Temelde özel okullar ve devlet okullarının öğrenciye kazandırdığı akademik yetkinlik okulun yönetim veya eğitici kadrosuna bağlı oluyor. Bu anlamda velilerin büyük bir maddi yük altına girmeden ve çocukların geleceğini yetersiz işletmelerle tehlikeye atmadan önce özellikle böyle bir zamanda çok dikkatli olması gerekiyor. İnsanların yeni bir teknolojik alet alırken bile bir çok açıdan fiyat-performans karşılaştırması yaptığı bugünlerde geleceğimizin mimarı çocuklarımızın eğitimi büyük önem arz ediyor.
Yorumlar (Yorum Yapılmamış)
Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.